Dünya ardı ardına gelen salgın hastalık krizleriyle çalkalanıyor. Bugün biliyoruz ki başta domuz gribi olmak üzere pek çok salgın hastalıktan korunmanın en etkili yöntemi, temel temizlik kurallarına uymak.
Domuz gribi yıkanmayan eller ile insanların arasında hızla yayılıp, insan sağlığını tehdit eden bir fenomene dönüştü.
Kalabalık ve sağlık koşularını hiçe sayan “modern” şehir yaşamı, her geçen gün insanlığın sağlığını tehdit edecek koşulları biraz daha güçlendiriyor. Fiziksel yakınlık ve dünya üzerinde metrekare üzerine düşün insan sayısındaki artış, beraberinde bu tür hastalıkların hızla yayılmasını getiriyor.
Yüksek radyo aktive içeren ofis ortamlarında gün boyu yorulan beden ve zihin, bağışıklık sisteminin çöküşünü de hızlandırıyor.
Peki, tüm bu koşullarda ne yapmalıyız? Hâl böyle iken herkes evine kapanıp, hücrelerinde mi yaşamalı? Tabii ki hayır.
Sözde salgın hastalıklar, aslında insanlığa verilen minik mesajlardır. Ne zaman ki günlük temizlik kurallarını unuttuk, domuz gribi geldi ve temizlik kurallarını bize hatırlattı. Gönül ister ki, insan başına onu zorlayacak koşullar gelmeden önlem alsın. Ancak ne yazık ki, insanın öğrenme yöntemi bu değil. Ancak zor koşullar altında öğrendiğimiz ve farkına vardıklarımızı hem uyguluyor hem de asla unutmuyoruz.
Şu halde, her sabah, öğle, akşam içinde bulunduğumuz sağlık durumuna (her ne ise), bedenimize ve yapabildiklerimize şükretmeliyiz. Şimdi diyeceksiniz ki, ancak benim bilmem şu kadar hastalığım var. Hiç böyle düşündünüz mü? Belki de bedenlerimiz onları hatırlamamız ve onlara değer vermemizi için zaman zaman bozulan makinelerdir.
İnsan bedeni inanılmayacak şekilde kendini onaran ve düzenleyen bir yapıya sahiptir. Bizler ne yaparsak yapalım, bedenlerimiz bir şekilde şifalanma yolunu buluyor. Yeter ki biz de ona destek olalım. Olumsuz düşüncelerle şifalaşmasına engel olmak yerine, olumlu düşüncelerle ona destek olalım. Sorunsuz şekilde işleyen beden sistemimizde – yani sağlıklı olduğumuz durumlarda- her gün defalarca bedenimize teşekkür ederek, kendimizi daha iyi noktalara taşıyabiliriz.
Yapmak istediklerimizi gerçekleştirebilmek için, her şeyden önce sağlıklı bir bedene ihtiyacımız var. Sağlıklı bedenden kastım, sağlık bilincine sahip bir beden… Bu sebeple, bedenimizin mevcut halini koruyarak, her gün ona defalarca teşekkür etmeliyiz.
Sağlık dolu günler sizlerle OL’sun.
Antropolog Elif Oktav Erdemli
Soru ve bireysel çalışma talepleriniz için iletişime geçin